Bir Şehri İki Kez Keşfetmek: Milano Notlarım

Bazı şehirler vardır, bir kez görmek yetmez. Hatta bana sorarsanız, hiçbir şehir bir kez giderek tamamlanmaz. Bu yüzden fırsatım oldukça sevdiğim yerlere tekrar gitmeye çalışıyorum.
İşte Milano da benim için böyle bir şehir oldu.

İki kez yolum Milano’ya düştü. Bu iki seyahatin arasında altı yıl vardı ve her ikisi de bana bambaşka bir Milano gösterdi.

İlk Ziyaret: Turistin Gözüyle

İlk seyahatimde doğal olarak şehrin en bilinen noktalarını gezmek istedim.
Duomo di Milano’nun önünde uzun uzun durup detaylarını inceledim, Galleria Vittorio Emanuele II’de bir kahve molası verdim.
Castello Sforzesco’yu gezip şehrin tarihi katmanlarını keşfettim.
O zamanlar daha çok ilk kez gelen bir turist gözüyle bakıyordum Milano’ya ve şehrin daha lokal yaşamına dair pek fikrim yoktu. Zaten çoğu zaman ilk gidiş böyle olur; insan önce “klasikleri” görmek ister.

İkinci Ziyaret: Şehrin Ruhunu Keşfetmek

İkinci ziyaretimde ise farklı bir niyetim vardı.
Artık Milano’nun turistik yüzünü görmüştüm ve bu kez daha çok şehrin ruhunu keşfetmek istiyordum.
O yüzden rotamı Navigli, Brera ve Quadrilatero d’Oro gibi bölgelere çevirdim.

Navigli’de kanallar boyunca yürürken kentin bohem enerjisini hissettim. Akşam saatlerinde burada dolaşmak, kanalların çevresindeki küçük kafelerde oturmak inanılmaz keyifliydi.

Ama beni en çok etkileyen yer Brera oldu.
Dar sokakları, sanat galerileri, butik dükkanları ve o kendine özgü atmosferiyle Milano’nun kalbini burada hissettim.
Saatlerce sokaklarında yürüdüm, kendimi kaybettim diyebilirim. “İyi ki bu şehre bir kez daha gelmişim.”

Quadrilatero d’Oro ise Milano’nun stil ve moda yüzünü görmek için harika bir bölgeydi. Şık şıkıdım giyinmiş, özenli ve zarif insanlar arasında yürümek, bu bölgenin kendine özgü atmosferini daha da hissettirdi. İtalya’da stilin günlük hayatın bir parçası olduğunu burada bir kez daha görmüş oldum.

Bir Kez Yetmez(yetmedi)

Bu iki ziyaret bana bir kere daha gösterdi ki bir şehri bir kez görmek çoğu zaman yeterli değil.
İlk gidişte insan daha çok “yüzeyde” kalıyor, klasik duraklara odaklanıyor.
Ancak ikinci ve sonraki ziyaretlerde o şehrin ruhunu, detaylarını, yaşanmışlığını hissetmeye başlıyorsunuz.
O yüzden eğer imkanınız olursa sevdiğiniz yerlere tekrar gitmekten çekinmeyin. Çünkü her dönüş, yeni bir keşif demek.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir